NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
116 - (1434) حدثنا
يحيى بن يحيى
وإسحاق بن
إبراهيم
(واللفظ
ليحيى) قالا:
أخبرنا جرير
عن منصور، عن
سالم، عن
كريب، عن ابن
عباس. قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: "لو
أن أحدهم، إذا
أراد أن يأتي
أهله، قال:
باسم الله.
اللهم ! جنبنا
الشيطان. وجنب
الشيطان ما
رزقتنا،
فإنه، إن يقدر
بينهما ولد في
ذلك، لم يضره
شيطان أبدا".
{116}
Bize Yahya b. Yahya ile
ishâk b. ibrahim rivayet ettiler. Lâftz Yahya'nındır. (Dedilerki): Bize Cerîr,
Mansur'dan, o da Sâlim'den, o da Kureyb'den, o da ibni Abbas'dan naklen haber
verdi. ibni Abbâs şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Ümmetimden biri ehline
yakınlık etmek istediği vakit: Bismillah, Yarabbi! Bizi şeytandan ırak eyle!
Bize ihsan edeceğin (zürriyet)'den de şeytanı ırak eyle! demiş olsa
aralarındaki o cimadan çocuk mukadderse o çocuğa şeytan ebediyyen zarar
veremez.» buyurdular.
(1434) وحدثنا
محمد بن
المثنى وابن
بشار. قالا:
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة. ح
وحدثنا ابن نمير.
حدثنا أبي. ح
وحدثنا عبد
ابن حميد.
أخبرنا
عبدالرزاق.
جميعا عن
الثوري.
كلاهما عن
منصور. بمعنى
حديث جرير.
غير أن شعبة
ليس في حديثه
ذكر "باسم
الله". وفي
رواية
عبدالرزاق عن
الثوري "باسم
الله". وفي
رواية ابن نمير:
قال منصور:
أراه قال
"باسم الله".
{…}
Bize Muhammed b.
El-Müsennâ ile ibni Beşşar rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b.
Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. H.
Bize ibni Numeyr de
rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet eyledi. H.
Bize Abd b. Humeyd dahi
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrezzâk haber verdi. Bunlar toptan Sevrî'den
ve her ikisi Mansur'dan, Cerîr hadîsi mânâsında rivayette bulunmuşlardır. Şu
kadar var ki, Şu'be'nin hadîsinde Bismillah zikredilmemiştir. Abdurrezzak'ın
Sevrî'den rivayetinde Bismillah kaydı vardır. ibni Numeyr rivayetinde ise:
«Mansur, zannederim Bismillah dedi.» cümlesi vardır.
İzah:
Bu hadîsi Buhari
«Taharet», «Bed-i halk», «Nikâh», «Tevhîd» ve «Deavât» bahislerinde; Ebu Davud
ile Tirmizi ve ibni Mâce «Nikâh»da; Nesâî «Işretu'n-Nisâ» ile «Yevm» ve «Leyle»
bahislerinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.
Şeytanın doğacak çocuğa
ebediyyen zarar verememesinden murad ne olduğu ihtilaflı bir meseledir. Kaadî İyâd:
«Bu hadîsi hiç bir kimse bütün zararlara âm ve şâmil mânâsına hamletmemiştir.»
diyor. Ulemâdan bazılarına göre mezkur cümleden murad doğacak çocuğa şeytan
çarpamaz demektir. Bir takımları Besmele bereketine o çocuğa musallat
olamıyacağı mânâsını vermiş, diğerleri çocuğun bedenine zarar veremeyeceği
mânâsına geldiğini, daha başkaları çocuk doğarken şeytan'ın ona dokunamıyacağı
mânâsını ifâde ettiğini söylemişlerdir. Hattâ: «Bu cümleden murad şeytan cima'
esnasında babası ile beraber olmak suretiyle çocuğa zarar veremez demektir.»
mütalâasında bulunanlar da vardır. Bu babda Mücâhid'den rivayet olunan bir
haberde ;
«Besmelesiz cima'da
bulunan kimsenin tenasül uzvuna şeytan sarılır da onunla beraber cima'
eder.» denilmiştir.
Hâsılı besmele ile
başlanan cirna'dan doğacak çocuğa şeytan musallat olamaz. O çocuk Allah'ın
mahfuz kullarından olur. Şeytan'ın ona zarar verememesi umumî mânâya da hususî
mânâya da hamledilebilir. Ancak umumî mânâya alınırsa çocuğa din ve dünyası
hususunda asla bir zarar verememesi ve sonuçta çocuğun bütün günahlardan masum
kalması icab eder ki, bazan bunun aksi zuhur edebilir. Yâni çocuk âsi olabilir
Halbuki Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin haber verdiği her şey
dediği gibi zuhur eder. Bundan dolayıdır ki, buradaki zararı hususi mânâsına
alarak bedenine veya aklına zarar veremez demek daha münâsib görülmüştür.